Gidecektik ya hani
Görünmeden, hem de hiç!
Gölgelerin azarına maruz kalmadan,
Gururluca ve azar azar,
Gömlekli definlerle,
Gassala uğramadan
Gidecektik ya hani…
Gam döke döke umudun yamaçlarına,
Girye gecelerin ecriyle heybede,
Girilmedik köhne bırakmama azmiyle.
Güzelliği çıkarıp lügatlerden,
Gem almaz tarifsizliğe atarak
Gidecektik ya hani..
Göçerliğini unutanlara
Gezgin hikâyeleri anlatarak,
Gergin tellere şiirler serperek,
Geçimsizlik adına ne varsa
Gürül gürül bir türküye boğarak
Gidecektik ya hani…
Gazel rengi sıcaklığında,
Gözyaşı berraklığında,
Güverte kulağına düşmüş sırlarla,
Geminin, o sessiz geminin
Gizli gizli yelkensiz süzülüşüyle
Genç iki âşıka yardım ve yataklığında
Gidecektik ya hani…
Gazı bitmeye ramak kalmış
Gece lambasının fitil fitil çırpınışında,
Gayret ve incelik çocuğu kırılmazlıkla,
Gömmüş olmanın gururuyla bütün buzları
Gevremiş toprağın kucağına cemreden,
Gidecektik ya hani…
Gerçeğin çekilmezliğini
Gamsız yüreklere dayata dayata,
Görmezden gelerek sahte çalımları,
Gıcırdatmadan ve dişleri,
Gülüşlerle direnerek şu hayata,
Gidecektik ya hani…
Görece heybetleri tuş ederek,
Görkeminde saflığın ve ümmiliğin,
Gümansız bir yüreğin ipekten kudretini
Göstere göstere çelimsiz çeliklere,
Genzi sızlayanlara benizler sunarak
Gamzeli ve can sıcağından,
Gidecektik ya hani,
Gidecektik ya…