Saraybosna’dan üç saat mesafede eski bir Sancak merkezine doğru ailecek yola çıktık. Livno, kelime olarak Türkçeye yayla olarak çevrilebilir. Livno’ya Saraybosna’dan iki farklı yolla gidilebiliyor. Biz mesafe bakımından daha uzun ama hızlı olan Yablanitsa tarafından yola çıktık. Yol üzerinde Ramsko Gölü’nün kenarından geçtik. Çok ciddi su çekilmesi olmuş. Kuraklık göl suyunu ciddi azaltmış. Yol ilerledikçe güneşli hava yerini önce bulutlu, ardından da yağmurlu hatta kısa süreli doluya bıraktı. Sinsar Dağı’nın üzerinde şiddetli yağış sebebiyle mola verdik. Yağış biraz artınca Livno’ya devam ettik. İlk hedef şehrin eski merkezi olan Duman. Duman adı, sıcak günlerde serin suyun buharından geliyor olsa gerek. Tarihî taş su kanalı ve değirmen çok bakımlı olmasalar da duruyor. Bol bol fotoğraf çekip dinlendikten sonra yılkı atlarını görmek üzere geri döndük.

Livno, Moğolistan ve İzlanda ile birlikte dünya üzerinde vahşi yaban atlarının bulunduğu yerlerden biri. Atların yılkıya bırakılmasının çeşitli sebepleri var. Türkiye’de de Spil Dağı ve Konya gibi kimi yerlerde yaşlandığında salıverilen yılkı atları mevcut. Orta Asya’da, Kırgızistan gibi soğuk yerlerde halkın, kış öncesi saman tasarrufu için atları tabiata bıraktığı hâlen bir vakıa. Buradaki yılkı atları, Livno’ya 10-15 km yakındaki Koričina ila Borove Glave (Çamlık Tepe) arasındaki yüksek yaylalarda yaşıyorlar. Ayrıca Sinsar Dağı’nın zirvesinde ve eteklerinde yayılıyorlar. Aslen bu atlar, kadimden beri yılkı atı soyundan gelmiyorlar. Bir zamanlar zirai işlerde çalıştırılan ehil atların torunları. 20. yüzyılın ortalarında 50 yıl kadar önce 1970’li yıllarda tarımdaki makineleşme süreci sonucu tabiata salıverilmişler.

Neredeyse yarım yüzyıldır herhangi bir devlet veya özel insan bakımı olmadan yaşıyorlar. Günlük, otlaklarda 15 km kadar hareket ediyorlar. Olumsuz hava şartlarına ve çevre ormandaki yırtıcı hayvanlara rağmen otlak bakımından zengin meralar sayesinde hayatta kalabiliyorlar. Bu atların korumasını Livno Belediyesi ile Borove Glave Dağcılık ve Çevre Derneği yapmaya çalışıyor. Yıllar içindeki sayımlara göre her yıl sürünün sayısı giderek artıyor. Bosna İç Savaşı sırasında 50 başa kadar düşen atların sayısı kanunen korumaya alındığı 2013 yılında 200’e ulaşmış. 2018 tahminlerine göre sürüde 800’ün üzerinde yılkı atı bulunuyor.
Tertemiz bir hava ve bakir bir tabiatla iç içeyiz. Paskalya tatili sebebiyle yollar da boş. Yeşilin binbir tonu iç içe. Araçla onların bulundukları yere gidiyoruz. Binek arabamızla ana yoldan pek uzaklaşma imkânımız yok. Talihimizin yaver gitmesini ve 10 km boyunca arabamızın önüne çıkmalarını diledik gün boyunca. Onları daha yakından göreceğimizi umduğumuz bir noktada, Sinsar Dağı’nın zirvesinde aracımızı park ettik. Etrafı dürbünle taradık. Uzaklardaki sığır ve keçi sürüleri arasında otlayanlar ve birkaç kısrak dışında başka at göremedik. 10 km yol boyunca “İnek, geyik çıkabilir.” tabelası gibi burada da “At çıkabilir.” tabelaları var. İnternette bizim bulunduğumuz noktalarda insanlar fotoğraflar paylaşmışlar. Biz oradayız da atlar yok! Yol kenarında otlayan birkaç atın yanına gidip fotoğraf çektik. Bizim iş safariye gidip aslan göremeyen turistler gibi oldu.

Dağın zirvesindeki bu atların yakınına kadar gitmek isteyenler, kendi jipleriyle veya turist acentelerinin rehberleri eşliğinde ulaşıyorlar. Bu acenteler, kendi arazi jipleriyle turistleri at sürüsünün bulunduğu noktaya götürüyorlar ve misafirlere ikramlar hazırlıyorlar. Galiba dronlarla onların yerini takip ediyorlar. Sonrasında irili ufaklı dere ve tepelerin üzerinden geçiyorlar. Atlar, onları görmeye gelen turistler sebebiyle insanlara alışmışlar. Turistler, atlara elleriyle ekmek yediriyorlar. Gelen insanlar beğendikleri atlara isimler de veriyorlarmış. Tüm doğasever ve hayvanseverlerin burayı görmesini tavsiye ediyorum. Biz de bir dahaki sefere ya bir acente ile ya da atların dağın zirvesinden yol kenarlarına indikleri bir vakti öğrenip tekrar gelmek üzere Sinsar Dağı’ndan ayrıldık.
Dönüşü, mesafesi daha kısa olan Bugojno üzerinden yaptık ama daha uzun sürdü. Bu arada Bugojno’daki meşhur Boşnak kol böreği için mola vermesek olmazdı.
Kaynaklar
https://bs.wikipedia.org/wiki/Livanjski_divlji_konji
Herkese yılkı atları gibi özgür bir hayat diliyorum. Kaleminize sağlık.
Güzel bir bilgilendirme yazısı olmuş, teşekkürler.