Alegori ve Yansımaları
Alegori; bir anlamı veya kavramı başka varlıklarla anlatmak olan bir edebî usuldür. Mecaz (metafor) ya da sembol kavramlarından daha kapsamlıdır. Genel olarak süreklilik arz eden düşüncelerin hikâye edilmesi ile oluştuğu için toplumsal bir duyuş ve düşünüşleri ifade eder. Ancak istiarenin bir bölümü olarak kabul edilen, temsili istiare; alegori olarak kabul edilmektedir. Alegorilerde bir iç çatışma söz konusudur. İyilik, kötülük, cesaret, korku gibi kavramların mücadelesi vardır. Ve bu mücadele aslında bir arayışın da göstergesidir. Zaman ve mekân belirsizliği alegorileri farklı kılan başka bir özelliktir (Bilgegil, 1989; Coşkun, 2006).
Platon’un mağara temsili bir alegori olarak kabul edilmiştir. Bu anlatımda, insanlar kullanılmıştır ki bu insanlar tamamen temsilidir. Ne isimleri vardır ne yaşadıkları yer ve ne de zaman bellidir. Şeyh Galip’in Hüsn ü Aşk mesnevisi de bu teknikle yazılmış bir eserdir. Bu eserin kahramanları da temsilî, yani alegoriktir. Hüsn, Aşk ve Sühan insanlık için önemli üç değeri temsil eder. Bu isimler tasavvuf bakış açısında şu şekilde yorumlanmıştır: Hüsn, gerçek güzellik olan ve bütün güzelliklerin kaynağı olan Allah Teâlâ’yı; Aşk, Allah Teâlâ’ya ulaşmaya çalışan insanı; Sühan ise, ilâhî aşka, Allah bilgisine, sevgisine ulaşmak isteyenlere yardımcı olan, yol gösteren ilim ehlini temsil eder (Kurnaz, 2004, s. 341). Mesnevinin tamamında ise insanın dünya yolculuğu ve bu yolculuğunda karşılaştığı zorluklar ele alınmıştır.
Mücerret anlatım özelliği kapsamında ele alınabilecek bir teknik olan alegori, kutsal kitapların anlatımlarında da kendini gösterir. Belki de ‘beyan’ çizgisinde insanlara hitap eden İlahi Kelam’ın da vazgeçilmez hususiyetlerinden biridir alegori. Bazı hakikatlerin insan aklına yaklaştırılması için ‘temsil’ bağlamında ele alınan bu anlatım tekniği, birçok düşünür tarafından da kullanılmıştır. İbrahim Aleyhisselam’ın suhuflarında da geçtiği ifade edilen ağaç alegorisi, Hint ve Gürcü yazımlarında da kendini göstermiştir. Hatta Tolstoy’un İtiraflar isimli eserinde, aynı olay birkaç farkla anlatılmıştır. Bediüzzaman’ın Sözler isimli eserinin sekizinci sözünde anlattığı insan ömrü ile ilgili alegori zaman ve mekândan soyutlanmış mücerret bir anlatım örneğidir. Bu temsilde ağaç, meyveler, fareler, kuyu, ejderha ve aslan figürleri; herkesin hikâyesi olarak tanımlanabilir.
Faust Kahramanları
Goethe, Faust tragedyasında bir arayış/kurtuluş resmi çizmiştir. Eserdeki bu arayış ve kurtuluş, farklı sınamalarla vukua gelmektedir ve Faust’ta geçen sınama hem gerçek olan hem de bir metafor özelliği taşıyan Eyyub’un (as.) başına gelen olaya çok benzemektedir (Pushner, 2021). Faust’taki sınama ilk iki insan Âdem ve Havva’nın sınanmasına da benzer giriş itibarıyla. Bir yasak ve masumiyet söz konusudur her ikisinde de. İlim vardır ve bu ilmin tek başına yetersiz olduğu vurgusu da yapılmıştır. İnsan aklını başından alan ve onu duygular, maddi coşkunluklar peşinde koşturan görüntüler ve etkiler vardır. Normalde şeytani hislere karşı dirençli olan bilim insanı Faust, bunalımda olduğu bir sırada Mefisto ile karşılaşmış ve onu kendi hayatı/geleceği için bir çıkış olarak görmüştür. Şeytan da bilginin karşısında galip gelecek olmanın verdiği sevinçle görevini dikkatle yapmaya başlamıştır. Bu konuşmalar sırasında şeytanın vaatleri dikkat çekicidir. Goethe, bu eseri ile insan varlığının temelinde var olan sonsuz hayat (ahiret) inancına da vurgu yapmıştır. Eserin özünü teşkil eden kurtuluş da aslında bu inanışa bağlı olarak verilmiştir.
Faust
Eski ve efsanevî bir olay kahramanıdır. Farklı yazarlar tarafından birçok kez ele alınan Faust efsanesi, Christopher Marlowe (1564-1593) tarafından Doktor Faustus adıyla başarılı bir roman karakteri olarak işlenmiştir. Bu romanda Faust, şeytanla girdiği mücadelede kaybeden taraf olmuştur. İnsanlık tarihinin köklerini en iyi ifade eden Kutsal kitaplar ve son olarak Kur’an-ı Kerim, şeytana ait özellikleri çok net bir şekilde ortaya koymuştur. Kur’an-ı Kerim, şeytanın insan için bir imtihan unsuru olduğunu aynı zamanda da şeytanın insanın en büyük düşmanı olduğunu da ifade etmektedir (Yunus 10:5).
Faust, bilgili bir insandır ve bilgi aydınlık demektir. Bu yüzden de şeytan ona düşmandır. Faust’un topraktan yaratılmış olması, onun üretken ve bereketli olmasını da iktiza eder. Faust, bir misyona sahiptir ve hayat sahnesinde iyi-kötü arasında bir tercih/seçim yapmak zorundadır. Bu tercih, insanı ve her şeyi yaratan İlah/Allah ile irtibatlıdır. Bilgi, Faust’un kendi varlığını keşfi için yeterli değildir. Onun kendi duygular dünyasını da keşfetmesi gerekmektedir. Çünkü sonsuz hayat, duyguların da zirvesini temsil etmektedir. Bu noktada başlayan arayış, insan nefsine ait duyguların iki uç noktası arasında devam edecektir. Bu duygular, ‘meşru daire keyfe kâfidir’ çizgisinde olduğu takdirde, insan sonsuza giden yolda kaybetmeyecektir. Ve aslında bu meşru daire, müspet ilmin de takip ettiği yoldur. Bu anlamda insana verilen bilgi, onu hedefe ulaştırmaya yetecek kadar güçlüdür. Ancak bu bilgi, aklın ve kalbin rehberliğinde hikmete dönüşmeyince şeytan karşısında çok cılız kalmaktadır. Faust, bu yolculukta kendini tanımayı amaçlamıştır. İçindeki melek ve şeytanı keşfetmek suretiyle sonsuz hayata hazırlık yapmayı düşünmüştür. Ancak gerçek hayattaki Faust/insan, sonsuz hayata meleklerle birlikte gitmeyi her zaman başaramayacaktır.
Mefistotales
Alman mitolojisinde ‘Mephistopholes’ yazımı sıklıkla kullanılır. Kelime, ‘saçıcı, dağıtıcı’ Kuran-ı Kerim’de ‘israf eden, saçıp savuran (İsra: 17:27) anlamına gelen İbranice (mêp̄îṣ) kelimesinden veya ‘yalan sıvacı’ (Türkçe ’de göz boyayıcı) anlamına gelen (tōp̄el šeqer) den gelmiş olabilir. Günümüz Almancasında ‘teufel’ olarak kullanımı vardır. Ayrıca Yunanca olumsuzluk eki olarak (mḗ), ‘ışık’; anlamına gelen (phō̃s) ve ‘sevgi’; anlamına gelen ‘philis’; ‘ışığı sevmeyen’; kelimelerinden geldiği de söylenmiştir (Online, 11, 2015; von Goethe, 2016).
Mefisto ile ilgili, akla ilk gelen şey yine kutsal kitap kaynaklı şeytandır. Bununla birlikte insanın içinde bulunan ve aslında eşyanın ve varlığın hakikatlerini keşfetmek için bir cihaz hükmünde olan benlik de şeytan için bir temsil olabilir. Yani hayatın negatif yönlerinde gezen ve gerçekte ‘kötü’yü temsil eden bir varlık alegorisidir bu.
Kelimenin etimolojik kapsamından da anlaşılacağı üzere, bu varlık Kuran-ı Kerim’in şeytan tanımı ile tam örtüşmektedir. Kuran terminolojisinde şeytan için ‘insî ve cinnî’ olmak üzere iki tabir kullanılır. Bu durumda soyut bir varlık olan şeytan, duygulardan taşarak bir insan suretinde de çıkabiliyor hayata. Yani bazı insanlar, şeytan sıfatları ile birebir örtüşerek, onun yapmak istediği işleri yapıyorlar. Bu durumda da bilgili ve dürüst ve aynı zamanda duygular yönüyle ihtiyaçlar içinde olan Faust, yani insan; yanlışlıkları ve kötü’yü savunan şeytan ve şeytâni güçler karşısında kaybetmemek için önemli bir süreç yaşayacak demektir.
Gretchen
Asıl adı, Margerete (inci) olan Gretchen, masumiyeti, inanışı ve güzelliği temsil eder. O istiridye içinde bir inci tanesidir. Ama dünya hayatının anlık değişen sahnelerinde ve olayların akışında bu incinin toza toprağa bulaşmaması da mümkün değildir. Masumiyet, şeytani güçleri, renkleri ve ışınları hissedecek kadar güçlüdür. Onlardan nefret eder. Ancak insan duygularından yakalanınca, keşfedici masumiyet de geçici olarak devre dışı kalabilir. Her yanlış adım bir sıkıntı ve zarara yol açabilir. Ancak insan attığı adımın yanlış olduğunu da her zaman bilemeyebilir. Bu yüzden insanlık için pişmanlık ve geri dönüş yolu hep açık bırakılmıştır. Gretchen yanlışı yüzünden cezalandırıldı ama o içinden geçen pişmanlıklar yağmurunun da kızıydı aynı zamanda.
Alegori, biraz da uzaktan bakmak demektir. Faust, Mefisto ve Gretchen’in renkleri kuşbakışı çok daha net görünür. Faust bir yolcu. Gretchen de bir yolcu. Mefisto ise bu yolcuları yoldan çıkarmak için uğraşan ve aynı zamanda onların kabiliyetlerinin gelişmesine sebep olan ve kötü’yü (kibirlenmeyi, kini, nefreti, bencilliği) temsil eden varlık. Veya şöyle de ifade edilebilir; Sevgi ile donatılmış insan bu dünyada bir sınanma içinde. Ve nefretle hareket eden şeytan da bu sınamada insanın mağlup olması için uğraşmakta.
Hasılı, bir tiyatro olarak kaleme alınan eser, insanlık tragedyasını küçük bir temsil ile büyük bir sahne içinde her zamana hitap eden bir alegori olarak tasvir etmekte.
.
.
.
Kaynaklar
Bilgegil, M. K. (1989). Edebiyat Bilgi ve Teorileri (Belâgât), (2. bs.). Enderun Kitabevi.
Coşkun, M. (2006). Klasik Türk Şiirinde Mürekkep İstiare, Temsilî İstiare ve Alegori, Bilig 38, 51-70.
Kurnaz, C. (2004). Eski Türk Edebiyatı. Gazi Kitabevi
Pushner, M. (2021). What is world lirerature?, Byron and Anita Wien Professor of Drama and of English and Comparative Literature, Harvard University.
Online Etymology Dictionary. “Mephistopheles”. Dictionary.com (Erişim: December 11, 2015).
Marlow, C. (1818). The Tragical History of Doctor Faustus. Oxberry.
Kaleminize sağlık. Oldukça bilgilendirici bir yazı.
‘Alegori, biraz da uzaktan bakmak demektir.’ ???? alegori kavramına fonksiyonel bir yaklaşım.