Kalmışım dört duvara, kayıtsız şartsız esir,
Değirmen taşı zaman, ânıma düşmüş asır.
Sayfalar savruk kışır, sükûtum altın dane,
Fasıllar açar gayra, nerde kendime tesir.
Yollar âşığı olmuş, boyun eğdiği çölün,
Şavk atmamış ay yüzü, ışığı sönmüş gölün.
Bağımdan gül ürküten, ey hazan gözlü ölüm!
Sen yalın ve tavizsiz, ben yarım ve münkesir.
Kaç yokuşa kırılır, prangası güneşin?
Asırlık gamlar gelip can telime tünesin.
Şu ruhsar şiirime, kızıl saçlı gün esin,
Sarılır bir vedaya; bunca nazm, bunca nesir.
Gök renkli, yosun bulut; altı yağmur, üstü gün,
Hayal revnaklı sahra, kucağına düştüğün.
Adına fani deyip sarmaş dolaş küstüğün,
Kâh uçarı kâh sinik, gezindin bitti mesir.