Kitapsız, kütüphanesiz evlerin mağara karanlığından farkı yoktur. Bana göre ülkemizin en büyük faciası, kelime dağarcığının daralmasıdır. İngiltere Shakespeare’i 400 yıl sonra çocuklarına okutuyor. Bizse 40 yıl önceki edebiyatımızdan bile kopmuş durumdayız. Bu yüzden gençlere sürekli şu nasihati yapıyorum. Okumaktan başka çıkış yolumuz yok (barandergisi.net, 2021).
Bu ifadeler merhum Yavuz Bülent Bâkiler’e ait. Bu sözler, bir nasihatten öte bir çağrı. O okumayı sadece bilgi edinmek için değil, millet olmanın ruhunu korumak için gerekli görüyordu. Çünkü kelimeler, bir milleti millet yapan en derin bağdı. Dolayısıyla Yavuz Bülent Bâkiler, Türk diline olan hassasiyetiyle bilinen bir edip, yazar ve şairdi.
Doğumu ve Eğitimi
Yavuz Bülent Bâkiler, 23 Nisan 1936 yılında Sivas’ta doğdu. Annesi Hayriye Hanım, babası ise Cezmi Bey’di. Onun ataları, Azerbaycan sınırları içindeki Karabağ’ın Ağdam Köyü’nden Anadolu’ya göç etmek zorunda kalan Karabağlı bir aileye mensuptur.
Eğitim ve öğretim hayatına, Sivas Ziya Gökalp İlkokulunda başladı. Babasının memuriyeti sebebiyle, ortaokuldan sonra lise eğitimine Gaziantep ve Malatya’da devam etti. 1955’te Malatya Lisesinden mezun oldu. Yüksek tahsilini ise 1960 yılında, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesinde tamamladı.
Fakülteyi bitirince Yeni İstanbul gazetesinde çalıştı. O yıllarda Kopuz ve Orkun dergilerinin de yazı işleri müdürlüğünü yaptı. 1964-1968 yılları arasında TRT’de raportör ve yapımcılık yaptı. Ardından Toprak ve Tarım Reformu Müsteşarlığında çalıştı. 1976 yılında yeniden TRT’ye dönen Bâkiler, çok sayıda programa imza attı. Sonrasında Başbakanlık Müşavirliği, Kültür ve Turizm Bakanlığı Müsteşar Yardımcılığı görevini icra etti. 1946 yılında evlendiği Ayşe Hanım’dan iki çocuğu oldu. Ankara’da uzun yıllar, bürokrasinin değişik kademelerinde çalıştıktan sonra emekli olunca İstanbul’a yerleşti (Atay, 2019).
Edebi Kişiliği ve Şiir Anlayışı
Onun yetiştiği muhit, genel olarak Anadolu kültürünün hâkim olduğu mekânlarla bezeliydi. Bilhassa milliyetçi ve muhafazakâr bir yapıda olan ailesinden aldığı terbiye ve görgü, onun dünyaya bakışını, kültürel kimliğini şekillendirdi. Çocukluk döneminin geçtiği Sivas’ta, halk ozanlarına imrenerek ilk şiirini ilkokul dördüncü sınıfta yazdı. Sivas üzerine yazdığı bu şiir, okulun duvar gazetesinde yayımlandı. O şiir münasebetiyle adı sınıfın şairi olarak anıldı. Ardından kız kardeşinin ölümü üzerine yazdığı duygu yüklü şiiri, 1953 yılında Türk Sanat dergisinde neşredildi. Derginin sahibi Abidin Kısakürek, kendisine gönderdiği mektupta, derginin şairleri arasında yer aldığını yazdı. Böylece yazdığı bu serbest vezinli şiirle, edebiyat camiasına ülke çapında dâhil oldu.
Yarım asrı aşan edebiyat yolculuğu, aslında gençliğinde yaşadığı bir eksiklikle başladı. Yüksek tahsili sırasında kitapsız evlerde büyümenin acısını iliklerine kadar hissettiğini “Bir topluluk karşısında beş dakika bile konuşamıyordum.” diyerek anlattı. Ta ki bir gün, Namık Kemal’in; “Bir insanın hafızasında kelime yoksa ne düşünebilir ne konuşabilir ve ne de okuduğunu anlayabilir.” (fikriyat.com, 2025) cümlesini okuyuncaya kadar.
Bu ifadeler, onu hızla okumaya teşvik etmiştir. Neticesinde saatlerce duraksız konuşabilen bir hatip ve kalemi elinden düşürmeyen bir yazar olmuştur. Hayatına şekil veren isimler; Pir Sultan Abdal, Hacı Bektaş Veli, Yunus Emre, Arif Nihat Asya, Necip Fazıl ve Nihal Atsız gibi büyük edebiyatçılardır. Onlardan öğrendiği en önemli hakikat, dilin bir milletin şah damarı olduğuydu. Ona göre milletimizin en büyük faciası, kelime dağarcığının Öz Türkçecilik adı altında daraltılmasıydı. Bu yüzden, “Okumaktan başka çıkış yolumuz yok.” (medipol.edu.tr, 2014) sözleri, dilimizin inceliklerini öğrenme adına bir çağrıydı. Çünkü manaların kalıpları olan kelimeler, bir topluluğu millet yapan zincirin en kuvvetli halkalarıydı.
Hisar dergisi etrafında toplanan edebî cemiyetin içinde yer alan Bâkiler’in şiirinin oluşmasında sözlü kültür geleneği çok önemli bir yer tutar. Özellikle annesinin aktardığı göç ve halk hikâyeleri, onun edebî dilini geliştirir. Bu bakımdan anne sevgisi üzerine yazdığı şiirleri müstakil bir kitap olabilecek hacimdedir. Ayrıca onun şiirlerinde aşk, gurbet ve ölüm temaları ön planda olup onun ifadelerindeki aşk, bedensel hazlardan ziyade divan şiiri geleneğinin aşk temsilini hatırlatmaktadır (Çelik, 2019).
Örneğin; Bir Ölünün Mektubu adlı şiirinde geçen;
“‘Öldük de kurtulduk Allah’a şükür’
Bir ölü arkadaş hep böyle söyler.
Bize yanmak bilmem nenize gerek
Kendi hâlinize ağlayın siz diriler…” mısraları, onun ölüm temalı şiirine güzel bir misaldir.
Bâkiler, ilkokul çağlarında tanıştığı Âşık Veysel’i çok beğendi. Onun ilk şiirlerinde kendini gösteren halk şiiri özellikleri, bunun en büyük deliliydi. Ayrıca çocukluk yıllarında okuduğu Büyük Doğu dergileri sebebiyle Necip Fazıl’dan da oldukça etkilenmiştir. Arif Nihat Asya ile yaptığı şiir istişareleri ise onun şiirine yön vermiştir.
Şiirde şekilden ziyade muhteva ve öze bağlı kaldı. Hem hece vezninde hem de serbest vezinde şiirler yazdı. Anadolu kültürünü sanatına en büyük kaynak yaptı. Şehir–köy arasındaki kültürel farkı bir sanatkâr kaygısıyla dile getirdi.
Şiirlerinde kendine has bir halk üslubu vardı. Şaşırdım Kaldım İşte Bilmem Ki Nemsin şiirinde insan kalbinin çelişkilerini, aşkın kavurucu ama sarmalayan hâlini dile getirirken; Sen Sen Sen şiirinde de sevgiyi bir teselli ve huzur yurdu olarak anlatıyordu. Sivas’ta Yoksul Çocuklar’da ise vicdanlarımızı harekete geçiren çığlıklar atıyordu. Onun bir diğer eseri ise Türkistan Türkistan ismiyle neşredildi. Ceddinin toprağı olması hasebiyle Türkistan coğrafyası ve insanıyla ilgili yazdıkları hissî değil, millî ve insanidir. Bu eseriyle Türkistanlı soydaşlarımızın çile ve ızdıraplarını destansı bir üslupla anlattı. Anadolu şiirinde milletin acılarını bir ağıt gibi dillendirirken Anadolu’yu ve Anadolu insanını görmek istediği veya hayal ettiği gibi değil, olduğu gibi anlattı ki şu mısralarda bunu görmek mümkündür:
“Anadolu Anadolu, ah Anadolu!..
Bir yanında güzellik, incelik ve nur…
Bir yanında, bin yıldan beri süregelen
Toz-toprak tezek, çamur…”
Kendisi bu mısraları söylerken yetiştiği toprakların bütün sıkıntılarını benliğinde hissediyordu. Şiirlerinin hemen hepsinde samimi bir üslubu ve ahenkli bir söyleyişi söz konusuydu. Bu durum onun halk şiiri geleneğinden beslenmesinin göstergesiydi. Dolayısıyla o, dilimizin anlam zenginliklerini kullanarak sade, açık, akışkan bir dil ve üslup ortaya koydu (Özcan, 1996).
Onun Balkanlar’a dair izlenim ve fikirlerini kaleme aldığı yazıları ise Hisar dergisinde tefrika edildi. Yazıların beğenilmesi üzerine Üsküp’ten Kosova’ya adıyla, 1979’da Türk Edebiyatı Vakfı tarafından neşredildi. O, Millî Kültür Vakfı’nın jüri özel ödülüne layık görülen bu kitabıyla ilgili şöyle diyecekti:
Bir zamanlar kitaplarını büyük bir gıpta ile okuduğum kimseler benim bu kitabımı okuduktan sonra ondan “şâheser” diye bahsetmeye başladılar. “Bu, Türkçe’nin bir âbidesidir.” dediler. Azerbaycan Edebiyatı’nın önde gelen isimlerinden biri olan Bahtiyar Vahapzâde “Bana göre her Türk bu kitabı okumalıdır. Ama bu kitabı okuyan Türk ağlamazsa ben ona Türk demirem.” dedi. (Fidan, 2023).
Bâkiler, ilk şiir kitabı Yalnızlık’ı 1962 yılında bastırdı. Sevgi, özlem, hasret, din, kahramanlık ve Türkistan sevgisi içeren şiirler, bu kitabın temasını oluşturmaktaydı. Bundan sonra kaleme aldığı şiirleri ise Duvak adıyla yayımlandı. Hisar Yayınları tarafından 1973 yılında basılan bu eserde, sosyal ve toplumsal meseleler ön plandaydı. Üçüncü şiir kitabı Seninle, 1987’de Türk Edebiyatı Vakfı’nca yayımlandı. Sonrasında bütün şiirlerini Harman isimli eserinde topladı. Nesir türündeki bir diğer eseri ise Türkistan Türkistan ismiyle neşredildi. Kendisinin hazırladığı Şiirimizde Ana, Sivas’a Şiirler şiir antoloji özelliğini taşıyordu. Ölümlerinin 50. Yılında Mehmet Âkif Ersoy ve Âşık Veysel adlı monografik eserler kaleme aldı. Bunları daha sonra Elçibey, Muhsin Başkan, Serdengeçti Geldi Geçti takip etti. Aynı zamanda Azerbaycan edebiyatının önemli isimlerinden Vahapzade’nin bazı eserlerini de Türkçeye kazandırdı (Zal, 1989).
Edebî, eleştirel, kültürel, siyasi ve fikrî yazılar da kalem alan Bâkiler’in yazıları Türk Yurdu, Türk Edebiyatı, Hisar, Millî Kültür, Kültür ve Sanat, Yeni Türkiye, Sivas Folkloru gibi yayın organlarında çıktı. 1979-1980 yıllarında Millî Kültür dergisinde Millî Kültür (Atay, 2019) imzalı yazıları da o kaleme aldı.
Radyo ve TV Programları
İlk olarak TRT Ankara Radyosunda bir yıl kadar Her Hafta Bir Ozan isimli program yaptı. Yine TRT Televizyonu için Anadolu’da Eski Türk Başkentleri ve Kültür Penceremiz isimli programı hazırladı. 2000’li yıllara gelince, özel bir radyoda Sözün Doğrusu adlı programın hem yapımını ve hem de sunumunu üstlendi. Ayrıca yapımını ve seslendirmesini yaptığı Avrupa’da Türk İzleri adlı program ise birçok farklı ödüle layık görüldü.
Evet, Bâkiler için yazılacak çok şey var elbette. Zira, Türkçemizin müstesna isimlerinden biriydi. Türkçeye bakışı, onu sahiplenişi, kullanımı itibarıyla gerçekten hassas bir yazardı. Ayrıca o, içinde yetiştiği milleti hor görmeyen, milletiyle bütünleşen bir entelektüel idi. Ömrü Anadolu’ya tepeden bakan insanlarla mücadele etmekle geçti. Masumlara yapılan haksızlıklara siper, sesi kısılmışlara bir nefes, üzerine gece çökmüşlere bir şafak oldu. Asıl mesleği avukatlıktı. Ancak o, bu mesleği sadece Türkçemizi müdafaa etmek için yaptı.
Bir şiirinde “Ölüm, ölüm, mutlak gelecek, / Ne geçmiş kalacak ne de gelecek.” demişti. Dediği gibi 89 yaşında mutlak gelecek dediği ölümle yüzleşti. Tarih 28 Eylül 2025’i gösterirken aramızdan bir yayla dumanı gibi çekip gitti. Vasiyeti üzerine Sivas’a defnedildi.
Kaynaklar:
Atay, D. (Mayıs 5, 2019). Yavuz Bülent Bâkiler. Türk Edebiyatı İsimler Sözlüğü, https://teis.yesevi.edu.tr/madde-detay/bakiler-yavuz-bulent
barandergisi.net (Eylül 26, 2021). Yavuz Bülent Bakiler: İslam’a düşman olanlar dilimizi de bozmaya çalıştı!. Baran dergisi, https://www.barandergisi.net/yavuz-bulent-bakiler-islama-dusman-olanlar-dilimizi-de-bozmaya-calisti
Çelik, N. Ç. (Temmuz 29, 2019). Yavuz Bülent Bakiler: Otobüs duraklarında beklerken bile okudum. GZT News, [YouTube Video], https://www.youtube.com/watch?v=StgebCoutnM
Fidan, M. S. (Eylül 16, 2023). Yavuz Bülent Bakiler ile hayatını konuştuk. dunyabizim.com, https://www.dunyabizim.com/yavuz-bulent-bakiler-ile-hayatini-konustuk
fikriyat.com (Eylül 28, 2025). Şair ve yazar Yavuz Bülent Bakiler kimdir?. fikriyat.com, https://www.fikriyat.com/galeri/biyografi/sair-ve-yazar-yavuz-bulent-bakiler-kimdir
medipol.edu.tr (Aralık 25, 2014). Bakiler: Kitapsız ve kütüphanesiz bir evin mağara karanlığından hiçbir farkı yoktur. İstanbul Medipol Üniversitesi,
Özcan, H. (1996). Yavuz Bülent Bakiler’in Şiir Anlayışı ve Şiirlerindeki Tezahürler. [Yayınlanmamış Doktora Tezi], Gazi University, Institute of Social Sciences, Department of Turkish Language and Literature.
Zal, H. (1989). Yavuz Bülent Bakiler ve Eserlerinin İncelenmesi. [Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi]. Sosyal Bilimler Enstitüsü OnDokuz Mayıs Üniversitesi.

Harika bir biyografi olmuş. Yüreğinize ve kaleminize sağlık