Helezon Dergisi olarak başlatmış olduğumuz “Beş Kıta Beş Şair” projesinin bu ayki konuğu, Kırgızistan Kültürünün Emektarı ve Alıkul Osmonov Edebiyat Ödülü ve Dünya Şiir Akademisi Akademik unvan sahibi olan şair ve yazar Dogdurbek Yusupov.
Helezon dergisi olarak başlattığımız “Beş Kıta Beş Şair” projesi kapsamında öncelikle bizimle röportaj yapmayı kabul ettiğiniz için çok teşekkür ederiz.
1. Konumuz şiir olduğu için, eğer sizin için sakıncası yoksa şu soruyla başlasak: Size göre şiir nedir? Şair kimdir?
-Benim düşünceme göre şiir, dile getirilmek istenen bir düşünceyi birbiriyle uyumlu, akıcı sözlerle ortaya dökmek anlamına gelmektedir. Hatırladığım kadarıyla, ünlü Gürcü Şair Şota Rustavelli’ye ait olan ve ünlü şairimiz Alıkul Osmonov’un büyük bir ustalıkla Kırgızcaya kazandırdığı “Kaplan Postu Giyen Kahraman” isimli eserinden bölümleri çocukluk yıllarımda rahmetli babam bize kendine has ezgiyle okurdu. Diğer yandan nesir türündeki bir eserin ne kadar uğraşılırsa uğraşılsın aynı şekilde herhangi bir ezgiyle okumak mümkün değildir. Kırgız halkı çok eski çağlardan beri dile getireceği fikrini şiirle ya da şiirimsi sözlerle ifade edegelmiştir. Bir düşüncenin bu şekilde dile getirilmesinin daha tesirli olacağı aşikârdır. Bu bağlamda şair, birbirine uyumlu ve akıcı sözleri bir araya getiren kişi demektir. Düşünceyi, etrafta olup biten şeyleri, eksiklik ya da güzellikleri diğer insanları tesiri altına alacak şekilde belli bir ahenk içindeki cümlelere döken insan demektir şair.
2. Sevdiğiniz şiirler ya da şairler sizi hangi yönden etkiledi?
-Benim şiir yazmamda etkisi olan ilk şair, Kırgızların ünlü şairlerinden biri olan Turar Kocomberdiyev’dir. Onun hayatta olduğu yıllarda, şehirlerde değil, ücra birçok köyde bile kitap dükkânları bulunurdu. Bizim köye komşu Sosnovka köyündeki kitap dükkânında, Turar Kocomberdiyev’in “Tankı Simfoniya” (Sabah Senfonisi), “Kün.Cer.Cürök.” (Güneş.Dünya.Yürek.) isimli kitaplarını satın alarak, ordaki şiirleri büyük bir zevk alarak okuduğum bugün bile aklımdadır.
3. Şiir yazarken ilham aldığınız veya olmazsa olmaz dediğiniz bir şey var mı? Siz ilhamı mı ararsınız, ilham mı sizi bulur? Bir başka deyişle şiir yazarken genelde ilham kaynağınız kimler ya da neler olur?
– Herhangi bir zamanda ilham geldiğinde, ilk etapta onu zihnimde düzenlerim. Sonra ondan dizeler oluşturmaya başlarım. Akabinde kaleme alırım. İlham, çoğu zaman güzel bir şiir kitabı okuduğumda gelir. Yukarıda bahsini ettiğim Turar Kocomberdiyev’in şiirlerini ise bıkıp usanmadan okurum. Bundan dolayı, kimi eleştirmenlerin “Sende Turar Kocomberdiyev’in tesiri güçlü bir şekilde görülmektedir.” demesi ondan olsa gerek.
4. Şiirde evrensel dili ve temaları yakalamanın yolu sizce nereden geçer? Örneğin, şiir özgürlük ve insan hakları açısından ne kadar etkilidir?
– Bu sorunun cevabını, başımdan geçen bir hadiseyle vermek doğru olacak sanırım. İlk zamanlar, o devrin şartına ve talebine uygun olarak parti, komsomol, vatan ve tabiat konularında şiirler yazar, ama lirik şiirler yazamazdım. Ama artık yaş belli bir yıla geldikten sonra, aşk konulu bir şiir yazıp facebookta paylaştığımda, geri dönüşümün olumlu olduğunu ve şiirimin beğenildiğini fark ettim. Sonrasında aşk konusunda şiir yazmaya karşı isteğim arttı. Şimdilerde ağırlıklı olarak bu konuda şiirler kaleme almaktayım. Okurların tepkisine bakacak olursak, şiirlerimin seviyesi normal… Yakında bizde “Nisan Olaylarının” yıldönümü. Dolayısıyla o olaylar sırasında canını kaybedenlere ithafen bir şiir kaleme aldım. Kısaca, kimi şiirlerim zamana uygun olarak ortaya çıkmaktadır.
5. İyi bir şair aynı zamanda iyi bir şiir okuyucusu mudur? Şiir okumanın incelikleri nelerdir?
– Elbette. Güçlü bir şairin aynı zamanda iyi bir okur olduğu aşikardır. Kendim çocukluk dönemimden beri şiir kitaplarını çok okurdum. İnsanlar ağırlıklı olarak nesir türü eserleri okurlar ya. Bundan dolayı zaman zaman, şiir kitaplarını sadece şiiri sevenler ve şairler okusa gerek diye düşündüğüm olur.
6. Kendinizi, şiir dışında edebiyatın hangi türleriyle ilgili görüyorsunuz? Sanatın hangi dallarına ilgi duyuyorsunuz?
– SSCB döneminde gazete yazıları ile deneme türüne ağırlık verilirdi. Günümüzde artık onlara fazla ilgi yok. Yazarların bu türlere yönelmemesinin altındaki sebep de bu olsa gerek. Ben ise hâlâ gazete yazıları ile deneme türünü severek okumaktayım. Hatta bunu hobim diye de nitelendirebilirim. Sanatın diğer alanına ilgim sadece takipçi seviyesinde. Şu an sadece şiir ve yanı sıra nesir alanında eserler vermeye devam etmekteyim.
7. Her şiirin küçük de olsa bir yazılma hikâyesi vardır. Sizin, hikâyesini unutamadığınız bir şiiriniz var mı? Bizimle paylaşır mısınız?
– Ben, Kırgızistan’ın Karakol şehrinde üniversitede okuduğum yıllarda rahmetli babamla annem, başkentte yaşayan küçük kızımı da yanlarına alarak ziyaretime gelmişler. Yol uzun ve zorlu olduğundan bir hayli zorlanmışlar. Dönüşte hava yoluyla gitseniz, dedim. O yıllarda Karakol ile Bişkek arasında uçak seferleri bulunmaktaydı. Velhasıl, onları havaalanında uçağa bindirip yolcu eyledikten sonra, arkalarından bakınırken ilham geldi. Kızım kalbimin yarısını da beraberinde götürdü, şeklinde bir düşünce oluştu ve akabinde “Aeroportto” (Havaalanında) isimli şiirimi kaleme aldım.
8. Kırgız şiiriyle ilgili genel olarak bilgi verir misiniz?
-Sözün açığını söylemek gerekirse, Kırgız şiiri nesir türü kadar bir başarı yakalayıp dünyaya çok fazla yayılamamıştır. Burda dikkatinizi çekmem gereken noktanın Cengiz Aytmatov’un eserlerinin yakaladığı başarıyla karşılaştırmam olduğunu belirtmek isterim. Aytmatov’un şiirleri Rusça aracılığıyla dünyaya yayılmıştır. Bizim birçok şairimiz eserlerini Rusça kaleme almalarına ya da eserleri Rusçaya tercüme edilmesine rağmen maalesef Aytmatov gibi bir başarı yakalayabilmiş değildir. Buna rağmen, Alıkul Osmonov, Aalı Tokombayev, Omor Sultanov, Süyünbay Eraliyev, Omor Sooronov, Ramis Rıskulov, Turar Kocomberdiyev, Baydılda Sarnogoyev, Colon Mamıtov, Egemberdi Ermatov, Gülsayra Momunova, Kambaralı Bobulov, Sagın Akmatbekova vb. klasik şairlerimizin yanı sıra, günümüzde Abdıcapar Egemberdiyev, Akbar Rıskulov, Markabay Aamatov, Ürünisa Mamatova, Baktıgül Çoturova, Şayloobek Düyşeyev, Aida Egemberdiyeva gibi son dönem şairleri de kendilerine yer bulmuşlardır. Ayrıca son yıllarda Türkçe başta olmak üzere başka dillere de çeviriler yapılmaktadır ki bu da Kırgız şiiri açısından güzel bir gelişmedir.
8. Son olarak şiire ilgi duyan, okuyan ve özellikle yazan ve yazmak isteyenlere öneriniz nelerdir?
– Şiir yazmak isteyen birinin öncelikle şiir kitapları başta olmak üzere, çok kitap okumaları gerekmektedir. Şairlik, Allah’ın verdiği bir hususiyet olmasının yanı sıra, insanın kendi uğraşısıyla da kazanabileceği ve başarı yakalayabileceği bir uğraşı olabilir. Şair, bir çizgi yakalamak için ne kadar çok çalışırsa, o çizgiyi korumak ve daha ileri taşımak için de bir o kadar uğraş vermeli ve sürekli kendini yenilemelidir.
Değerli zamanınızı bize ayırdığınız için çok teşekkür ederiz.
İbrahim bey
Böyle değerli bir şairi şimdiye kadar tanımamış olmanın üzüntüsündeyim. Teşekkürler
dünyayı tanımadan yaşanan hayat yarımdır hep… Teşekkürler bu güzel ropörtaj için…