topladım çanaklarımı
bitmeyen hafakanlarımı
lüzumu yok naraların
yersiz fersiz ağıtların
beklemek sızısına
koruk dalında kamaşan avurtlarla
gizeminde mahmur manidar
fısıldamak dinlenmeyi
sabır dibeklerinde öğülüp ezilerek
tozlanarak büzülerek
yokluğunla varlanıp
varlığına darlanmayı
bile bile
kendime kaç kaldım
.
uzanmak söğüdün gölgesinde
cıvıltılara kulak kesilmek
tınısını bulmak çekirgenin
kaşıntıyla sivriye söylenmek
hışırtılardan hafif ürküp
çıngırak sesi bekleyen
güm güm çarpan yürek
hafifçe esen yele
eyvallah
kasırgasız durgun sele
vurgun olduğum güle
tavında dövülen selamla
kendime kaç kaldım
.
ani bir kalkış mayhoşluktan
heeey
yabancı
gel hele bi
otur da laflayalım
dertleri kederleri toplayalım
elimize bir çıkın edip
deryalarda saklayalım
ardımıza bakmadan
tozu dumana katmadan
her zamanki gibi
yine yeni yeniden başlayalım
sıra sıra kederle
kendime kaç kaldım
.
durgunluktan korkmadan
yavaşlayalım
tadını ala ala yaşayalım
lım lım lım
oyunumuzu oynayalım
azım çoğum varım yoğum
evvel zaman ahir zaman
bitti yitti çekti gitti
pek özençli uçmak toyum
hal ahval melal meczup
ister ham de ister kutup
varış belli yarış belli
bir nefeste kalışla
kendime kaç kaldım