“Önemli olan derinin rengi değil, değerlerinin rengidir. (Topal, 2021) sözü hem kendisi hem de içinde yaşadığı toplumun hürriyeti uğruna ölümü göze almış Nelson Mandela’ya aittir. Onun hayat serüveni, modern insanlık camiasına hiç yakışmayan; bozulmamış her vicdanı sızlatacak kadar acı, keder, ızdırap barındıran ve bu yönüyle tarihin yüzüne kara bir leke olarak kaydedilen bir dramdır. O, bugün dünyanın en saygıdeğer devlet adamlarından biri olsa da yaşadığı acılar onu boğmaya çalışan bir ahtapotun kolları gibidir. Bu yüzden onun hayatı, günümüzün en sıra dışı ve en etkileyici hikâyelerinden biridir.

Mandela’nın hayat hikâyesinden önce onun hürriyete niçin âşık olduğu şöyle özetlenebilir. Güney Afrika, o gün itibarıyla sadece insanlarının renginin kara olduğu bir ülke değil, aynı zamanda yirminci yüzyılın yüz karası ırkçı ve baskıcı bir yönetimin karanlığında boğulmak istenen bir coğrafyadır. Bu yüzden yıllarca toplumun %13’ünü oluşturan beyazlar, ülkeyi istedikleri gibi yönetebilmek için kara kıtanın efsanevi lideri Mandela’yı ömür boyu hapse mahkûm eder ve ülkeyi de bir baştan bir başa yarı açık cezaevine dönüştürürler. Durum bu olunca insanlar, ekmekten ziyade hürriyetin hayalleriyle açlıklarını bastırırlar. Mandela işte bu insanların hayallerini hayata geçiren efsanevi liderdir.

Doğumu ve Eğitim Yılları

Bu efsanevi lider, 1918 yılında Güney Afrika’nın Doğu Cape eyaletindeki bir köyde dünyaya gelir. Dedesi Thembu, aşiretin kralı olup babası ise kabile şefidir. Annesi ona, Rolihlahla Dalibhunga adını vermişse de kendi aşireti onu “Madiba” lakabıyla çağırır. Öğretmeni ise ona “Nelson Mandela” ismini takar. Annesi Hristiyan olduğu için, orta öğrenimini Metodist mezhebine bağlı okullarda okur. Hukuk eğitimine ise sadece siyahların kabul edildiği tek üniversite olan Fort Heyr’de devam eder. Burada siyasi hadiselere karıştığı için okuldan uzaklaştırılır ve yarım kalan eğitimini Vitvaterstrand Üniversitesi’nde tamamlar. İlk avukatlık bürosunu, ortağı Oliver Tambo ile 1952 yılında Johannesburg’da açarak ülkesinin ilk siyah avukatı unvanını alır (bbc.com, 2013).

Siyasi Mücadele ve ANC Yılları

Onun gençlik yıllarında, yerli halkın beyazlara karşı olan hak mücadelesi gündemin birinci maddesidir. Mandela, bu yüzden henüz 25 yaşındayken Afrika Millî Kongresi’ne (ANC) katılır ve ANC’ın Gençlik Kolu’nu kurar. 1950’ye gelindiğinde daha aksiyoner bir yapılanmayı savunan Mandela, defalarca tutuklanır. Onunla baş edemeyen baskıcı yöneticiler her zaman olduğu gibi iki seçenek sunar. Aslında bu herkesin bildiği ve tanıdığı bir yaklaşımdır. Çünkü her devirdeki diktatörlerin ve zorbaların davranış biçimi olan bu seçenek; “Ya bendensin ya da onlardan.” dır. Haklının yanında yer alan Mandela, hiç gözünü kırpmadan “onlardan” olmayı tercih eder. Bu tercihi sebebiyle 155 arkadaşıyla beraber vatana ihanetle suçlanır. Dört yıl süren duruşmaların ardından geç de olsa adalet tecelli eder ve haklarındaki suçlamalar düşer (Starfikir, 2017).

Ömür Boyu Hapis Cezası

Mandela ve arkadaşları serbest kalsa da ırk ayrımcılığı, özellikle siyahların nerede yaşayıp nerede çalışacaklarını sınırlayan kanunların çıkmasıyla daha fazla hissedilmeye başlar. 1960 yılına gelindiğinde polis, barışçıl direniş gösteren Mandela ve arkadaşlarına orantısız güç kullanır ve 69 siyahın ölümüne sebep olur. Mandela, o sırada ANC’ın başkan yardımcısıdır ve bu olay bardağı taşıran son damla olur. Bu hadiseyi bahane eden siyasiler, Mandela’yı halkı kışkırtarak hükümeti devirmek(!) gibi ağır bir itham ile suçlar ve tekrar tutuklatırlar. Mandela, yargılandığı o meşhur Rivonia davasında, özgürlük ve insan hakları konusundaki görüşlerini şöyle açıklar: “Ben, bütün insanların uyum ve eşit imkânlara sahip olduğu, beraberce yaşadığı, demokratik ve özgür bir toplum idealini benimsedim. Bu, benim gaye-i hayalimdir ve bu uğurda gerekirse ölmeye hazırım. (Starfikir, 2017). 

Maalesef güçlünün haklı olduğu o davada Mandela, ömür boyu hapis cezasına çarptırılır. Cezasının 18 yılını, Pollsmoor hapishanesine nakledileceği güne kadar Cape Town açıklarındaki Robben (Fok) adasında geçirir. Hürriyetinin elinden alındığı bu ada, onun için bir eğitim merkezine dönüşür. Burada kazandığı tecrübe ona, yıllar sonra barış ve kardeşlik içinde yaşayan bir toplum inşa etmenin sırlarını öğretir. Bunu da şu vecizesiyle tarihe not düşer: “Hayattaki en büyük zafer hiç düşmemek değildir, asıl olan her düştüğünde yeniden ayağa kalkmaktır. Şayet dünyayı değiştirmek gibi bir düşünceniz varsa, kullanabileceğiniz en güçlü metot eğitimdir.” (Starfikir, 2017).

Onun hapiste olduğu yıllarda en büyük destekçisi eşi Winnie Mandela’dır. O da kocası gibi kadınların temsilciliğini yapar ve bu uğurda ciddi işkenceler görür, hapis ve sürgün cezası alır. Ancak her şeye rağmen kocasının yanında durur ve verdiği destekle onun tarihe geçmesine yardım eder.

Azim ve Kararlılıkla Gelen Özgürlük 

Bu arada sürgünde olan eski ortağı Tambo, 1980 yılında Mandela’nın serbest bırakılması için uluslararası bir kampanya başlatır. Kampanya 1990 yılında sonuç verir ve hükümet, Mandela ile görüşmeye mecbur kalır. Sonrasında Mandela serbest bırakılır ve ülkede bütün ırkları temsil eden bir demokrasi kurulması için görüşmeler başlar. Hayatını hürriyete adayan Mandela’nın o günlerde özgürlük üzerine söylediği şu veciz ifade tarihin sayfalarında yerini alır: “Özgür olmak, sadece birisinin zincirlerini kırması değildir. O aynı zamanda başkalarının hürriyetini artırmak ve başkalarının hürriyetine saygı duyacak şekilde yaşamaktır.” (Tasasız, 2021).  

Mandela, bundan sonra hem kendi taraftarlarının hem de ırk ayrımı karşıtlarının yaptığı insan hakları ihlallerini araştırmak üzere bir “Uzlaşma Komisyonu” kurar. Ayrıca ülkesindeki siyahların hayat standartlarını iyileştirmek için çok sayıda sosyal ve ekonomik programı halka tanıtır. 1996’da çoğunluğa dayalı merkezi bir hükümet kuran ve azınlıklara yönelik ayrımcılığı yasaklayan yeni bir anayasa yapılmasını sağlar. Bundan beş ay sonra da her kesimden adayların katıldığı demokratik bir seçimde Mandela, çoğunluğu alarak cumhurbaşkanı seçilir.

Mandela’yı bütün dünyanın gözünde özel kılan, kendi renginin temsilcisi olarak verdiği mücadeleden ziyade normal bir insan olarak ırk ayrımı güden eski yönetime karşı kırgın, buruk ifadeler kullanmamasıdır. Bu davranışıyla o, misilleme yerine uzlaşmayı seçerek, nasıl daha muteber bir hayat yaşanabileceğini bütün dünyaya gösterir. BBC’ye (2013) verdiği bir mülakatta bunu şöyle açıklar: “Bizlere bunca haksızlığı reva görenleri affetmeliyiz. Eğer affetmezsek, kırgınlık ve intikam duyguları hep var olacaktır. Bu yüzden geçmişi unutmalı ve önümüze bakmalıyız. Geçmişte yaşanan acıların bir daha yaşanmasına izin vermemeliyiz.”

Nelson Mandela’nın Kitapları 

Mandela, özgürlüğe giden uzun bir yürüyüş yolunda gelecek nesillere yol gösterecek bir çok esere imza atar. Onun yazdığı bu eserler hayatın içinden konuların ele alındığı, sosyal gerçekliğin vurgulandığı ve aynı zamanda toplumun ihtiyaçlarına cevapların verildiği önemli kaynaklardır. Bu yüzden kendisi her ne kadar bugün hayatta olmasa da fikirleriyle nesilden nesile yaşayacak ve ABD Başkanı Barack Obama’nın dediği gibi “O artık bize ait değil. O çağlara ait” bir kişiliktir. Bu yüzden eserleri, dünyada yaygın olarak kullanılan birçok dile tercüme edilmiştir. Bu eserlerden bazıları şunlardır: Özgürlüğe Uzun Bir Yürüyüş (1994), Ölmeye Hazırım (1965), Nelson Mandela’nın Hapishane Mektupları (2018), Kendimle Konuşmalar (2010), Mandela (1996), Onun Kendi Sözleri (2003) Madiba Büyüsü (2004) şeklinde liste uzayıp gidiyor. 

Aldığı Ödüller ve Sosyal Organizasyonlar

Mandela, yaşadığı toplumu değiştirmesi bakımından modern politikacılar arasında en takdir edilenlerden biridir. Bunun neticesi olarak kırk yılda yüzden fazla ödül almıştır. Bu ödüllerden bazıları şunlardır: Nehru Ödülü, Bruno Kreisky İnsan Hakları Ödülü, UNESCO’nun Simon Bolivar Ödülü ve 1993’te De Klerk ile beraber aldığı Nobel Barış Ödülü’dür (topkorae.com, t.y.).  

Bütün bunların yanında Dünya Dinleri Parlamentosu (DDP) yüzyılın son toplantısını 1-8 Aralık 1999 tarihlerinde Cape Town’da yapar. Çeşitli din ve inançtan 6000 civarında kişinin katıldığı bu toplantıda Mandela, şunları dile getirir: “Eğer dini inancım olmasaydı bana yapılan zulüm ve işkencelere dayanamazdım. Mücadele ruhumun temel aksiyonunu oluşturan imanımdır. Şayet bugün burada size hitap ediyorsam, bu, dini inancımın bir sonucu ve Allah’ın bir lütfudur. Bizler hapishanede iken dış dünya ile irtibatımız kesikti. Ancak Müslüman, Hristiyan ve Yahudi dindar insanlar ve gruplar bizi yalnız bırakmadılar. Onların sayesinde hapishaneden eğitilmiş insanlar olarak çıktık. Bu nedenle, 21. yüzyılın çatışmaların değil de barışın egemen olduğu bir yüzyıl olması için dinlere ve dindar insanlara çok büyük vazife ve sorumluluklar düşmektedir. Bu bağlamda bu parlamentonun anlamı daha da büyümektedir (Özdemir, 1999).

Mandela, en son 2010 Dünya Kupası’nın kapanışında halkıyla buluştu. Bu onun uzun yaşam hikâyesini tamamlamadan önce yaptığı son programdır. Daha sonraki günlerde değişik rahatsızlıklar geçirdi ve 5 Aralık 2013’te vefat etti. Başkan Zuma onun vefatını, “Ulusumuz en büyük oğlunu kaybetti.” diyerek duyurdu (Kurd, 2013).

Onun ölümünün ardından neredeyse dünyanın bütün devlet başkanları birer açıklama yaptı. ABD’nin onunla aynı köklere sahip başkanı Barack Obama’nın açıklaması ise şöyleydi: “Nelson Mandela’nın yaşamından ilham alan milyonlarca insandan biri de benim. Dünyanın dört bir yanındaki birçok insan gibi ben de Nelson Mandela’nın koyduğu örnek olmadan hayatım nasıl olurdu hayal edemiyorum. Yaşadığım müddetçe ondan öğrenmeye devam edeceğim. İlk siyasi eylemim, hayatımda politikaya dair yaptığı ilk şey Apartheid karşıtı bir protestoya katılmaktı. Mandela’nın söylediklerini ve yazdıklarını okudum. Hapishaneden çıktığı gün benim için insanın korkularının değil umutlarının peşinden gittiğinde neler yapabileceğini hissettim. Bu dünyada birlikte zaman geçirebileceğimiz en etkili, cesaret verici ve son derece iyi bir insanı kaybettik. O artık bize ait değil. O çağlara aittir (dw.com, 2013).

Kaynaklar

Aksoy, E. (2013, Aralık 6). Bir Çınarın Sinemadaki Gölgesi: Nelson Mandela Filmleri. https://www.otekisinema.com/bir-cinarin-sinemadaki-golgesi-nelson-mandela-filmleri/

Topal, N. (2021, Eylül 27). Önemli olan derinin rengi değil, değerlerinin rengidir!.  Kültür Sanat Dergisi

bbc.com (2013, Mart 29). “PORTRE: Efsanevi lider Nelson Mandela’nın yaşamı.

https://www.bbc.com/turkce/ozeldosyalar/2013/12/130329_mandela_kimdir_yasam_oykusu

Starfikir.com (2017, Ocak 27). Sıradışı bir yaşam: Nelson Mandela.

https://starfikir.com/2017/02/27/siradisi-bir-yasam-nelson-mandela/

Tasasız, M. (2021, Aralık 1) Nelson Mandela: Bir Özgürlük Savaşçısının Hayatı ve Sözleri. https://ceotudent.com/nelson-mandela-bir-ozgurluk-savascisinin-hayati-ve-sozleri

Özdemir İ. (1999, Aralık 13). DİNLER: Cape Town’da buluştu.

https://www.academia.edu/5674308/D%C4%B0NLER_Cape_Townda_bulu%C5%9Ftu_

Kurd C. (2013, Aralık 5). Güney Afrika Devlet Başkanı Nelson Mandela 95 yaşında öldü. https://tr.ciwanekurd.net/8919-south-african-president-nelson-mandela-dies-at-95.html

dw.com (2013, Aralık 6). Güle Güle Mandela.

https://www.dw.com/tr/g%C3%BCle-g%C3%BCle-mandela/a-17275201

topkorae.com (t.y.).  Nelson Mandela’nın aldığı ödül ve onur listesi.

https://topkorae.com/wiki/tr/List_of_awards_and_honours_bestowed_upon_Nelson_Mandela