GİRİZGÂH – Tahsîn-i KELÂM

GİRİZGÂH – Tahsîn-i KELÂM

Ömür ağacında yaprak günlerin, Bir daha yerine gelmez düşenin. Konforun, art arda bol öğünlerin, Kabr alır yerini sırça kûşenin. Düşünce rahminde cılk olmuş cenin, Çöplüğü ayarı düşük külçenin, Ey fikir tarlası yok mu biçenin? Bu ağır vebal yük, mahsulü senin....
Külhan – Tahsîn-i KELÂM

Külhan – Tahsîn-i KELÂM

Kırılmış dalımı kavra tîr’inle, Salma avucunda düzelsin güzel. Kurumuş bahçemde kaldım sırrımla, Göğünden nem uzat çözülsün güzel. Sarmaşık misalim bezenmiş hüzne, Tanımsız mevsimler; yaz kış ne, güz ne? Sözlerin yerine gözünden hüzme, Endamın konuşsun öz olsun güzel....
GÖÇÜK – Tahsîn-i KELÂM

GÖÇÜK – Tahsîn-i KELÂM

Bir ses var içimde, Bilmem ki duymak mı, Duymazdan gelmek mi yoksa? Bozguna uğrarsa ya şiirler Ama ne fark eder ki… Yürüyor üstüme üstüme heceler. Bir kaos var içimde, Edersiz bir kuruntu belki de! Gözsüz, gövdesiz, harfsiz. Barutu her zaman ıslak, Bir korku silahının...
TERCÜME – Tahsîn-i KELÂM

TERCÜME – Tahsîn-i KELÂM

Alanlarımız farklı, Harmanlarımız farklı beyim. Uğraşınızı bilmem ama ben, Havası yer yer puslu, Yarası dik duruşlu, Sözleri neşter benzeri, Kendisi serseri bir şairim. Az serseri olmayınca da Kimse demesin ki Sözü yerine göndermede mahirim. Kefesi almayana çekilmez...
ZEBUN – Tahsîn-i KELÂM

ZEBUN – Tahsîn-i KELÂM

Aynı hasatta kaldırdılar bizi Başka başka diyarlarda piştik Buğdayın kaç ton rengini Benizlerimizde keşfettik Bakarken birbirimize. Ne kadar da aynı kokuyor Yolların üstümüze sinmiş tozuyla, Nefes nefese koşan zamanın İçimizin yarıklarını ıslatan Buram buram tuzlu...