Mahcup yüzünden inen arınç sicimleriyle,
Zülfünü gecelerin, ördün mü aşk hamalı?
Şu pişmanlık sarmalı, anlık geçim yeriyle,
Geçip gitmeden önce, küstün mü aşk hamalı?
Çapraşık mazeretler, bitmez say say ‘ama’lı,
Eyne kaftan giysen ne, kalbin binbir yamalı,
Buldun mu o ‘dal’ eyni, nereye dayamalı?
Koştun da doya doya, güldün mü aşk hamalı?
Karnı tok, sırtı pekçe, buldun ne çok gerekçe,
Sanırsın ömürlük suç, işlenmiş hep felekçe.
Gürbüz nefis, cılız kalp, yazılır mı dilekçe?
Lokmayı hiç katıksız, dürdün mü aşk hamalı?
Aşk dertten dem vururken sen ki havadan sudan,
Kurtuldun mu de hele, kurulu kaç pusudan?
Yolun geçti mi çölden, kuyusu mahpusundan?
Atını gam eline sürdün mü aşk hamalı?
Sızlanmak ne yakışık, yorulmamış kim dikten,
Yaşadın onca keyif, geçtim dersin imbikten.
Var mı bir medet öze, mal olmamış kimlikten?
Derdi lütfu bir renkte, gördün mü aşk hamalı?
Sevgili hocam çok etkileyici bir şiir olmuş. Şiir okuyunca insan iyileşiyor. Teşekkür ederim.
Çok teşekkür ederim hocam, teveccühünüze layık olmak dileğiyle…