Bir ben, bir de denizanası,

İkimiz de vurmuşuz sahile.

Bilemiyorum neydi onun macerası?

Gerçi benimki de bir o kadar 

Hayat muamması,

Kendimce sorgulanası.

O öyle yılgın, öyle yorgun, 

Dışlanmış hayat kaynağından

Ne bir hayat, ne de belirtisi.

Denizin umurunda değil, 

Derdi de keyfi de başından aşkın,

Coşkun mu coşkun!

Hayatı sulu sulu yaşarken

Nasıl da dalga geçiyor.

Her şey süt limanmış gibi

Kumdan zevklerin,

Tuzunu çıkarıyor, 

Sarmaş dolaş, sırılsıklam.

Bilmem kaçıncı dalga boyunda,

Bazen tok bazen tiz tonuyla,

Sahille oynaşıyor,

Köpük köpük ritüellerle,

…bir ileri, bir geri.

Deniz hayat dolu, hayat deniz,

Kenara attığına bakarsanız,

Hiç anası değil sanırsınız.

O öyle yılgın, öyle yorgun!

Dışlanmış hayat kaynağından

Ne bir hayat, ne de belirtisi.

Güneşe yenik, kumlara teslim…

Ölü bir deniz anası.

Bir martı kahkahası uyandırdı,

Çekti aldı beni o bildik sahneden,

“Hayat ve Ölüm” adlı senaryodan.

Sahile bırakıyorum ölümü,

Hayata geri dönüyorum,

Halâ hiçbir şey anlamadan.