Şair, hayallerine, yaşanmışlıklarına veya kurgularına bir iletken arar.

İletkenin, “Hadi bana duygunu ver!” dediği noktada şair, Orhan Veli’nin kelimelerin kifayetsizliğinden yakınması gibi arayışa sürüklenir.

Bu kelimelerin acizliğinden değildir.

Şairin zihninde; kelimeler, harfler uçuşur, gider.

Gitmesin, kaybolmasın dediği yerde somut şiir (görsel şiir) göz kırpar.

Şiir bambaşka bir boyuta taşınır.

Şair, harfleri ve sembolleri materyallerle bağlayarak şiirini yaslayacağı bir zemin hazırlar.

Retinanın diğer tarafında doyuma ulaşma çabasındaki algılarımızdan sıyrılır ve yok olmaya müsait izlenimlerini bir düzlemde toplar; şiir görselleşir.

Şair şiirini karşısına alır ve ona seslenir; “Seni görüyorum. Seni hissediyorum.”