bir mevsim güzeli yağmur

usul usul, biraz da mağrur

sızarken esmer toprağın

çatlamış dudaklarına

iki damla ürkek yaş süzülür

melul bir gecenin

yalnızlığa terk edilmiş

solgun yanaklarına

bir mevsim güzeli yağmur

ince ince, biraz da mahmur

inerken kupkuru dalların

nasır tutmuş yapraklarına

üç beş damla mahcup yaş düşer

gönlü yorgun bir ikindinin

rüzgârında savrulmuş

pejmürde topraklarına

bir mevsim güzeli yağmur

damla damla, saf ve billur

akarken karlı dağların

derbeder taşlarına

ağlar durur zeytin gözleri

boynu bükük bir lalenin

matem rengi benindeki

öksüz başlarına

bir mevsim güzeli yağmur

sicim gibi, üstü başı çamur

düşerken kadim bir şehrin

rengi atmış sokaklarına

çağlar durur ceylan gözleri

çaresiz bir yolcunun

gidenleri özlenmiş

kimsesiz duraklarına

bir mevsim güzeli yağmur

doludizgin, bulutlarda mahsur

yağarken uzak denizlerin

koyu lacivert ufuklarına

gözyaşları yol bulur

boz bulanık dalgalara vuran

bir seher esintisinin

kesik soluklarına…