Binlerce kuş var bakışlarımda

Kanatları hasret katarlı,

Her biri kulak kesilmiş rüzgârına,

Tünemiş yollarının üstüne adımbaşı,

Toz kaldırıyor her karışından,

Harlı, serkeş dalgalanmalarını

Dümdüz edercesine

Gelincik tarlası ufukların,

Koşup duruyor azıksız yarı can

Gelgitlerinde bir bilinmezin,

Gölgesiz çırpınışlarla

Köhnesiz dört başı mamur umutlarla…

Her düştüklerinde ayaklarımın ucuna

Yeniden geri dönen çaresizliğini

Kan ter içinde karşılıyor biteviye

Nefes nefese bakışlarım…

Gerdanlık gibi o umudun boynunda

Gözlerimin gece bakiyesi mor halkaları…

Ve ateş nefesi kalbimin

Bulutlara kement atıyor

Helezonik yükselişleri

Aşk kokulu buhurdanlık gibi…

Hadi, çık gel diyor, bak!

Dörtnala şiirlere

Bindirdiğim çığlığım

Bir çırpıda devriâlem ediyor

Kalp süratinde soluk soluğa…

Kalp sürati nedir bilir misin?

Atışı şaşmaz, bakışı kaymaz

Ve bir o kadar ısrarcı ve aymaz.

Duymaman mümkün değil 

Kaldırmana bakıyor sadece

Kulaklarından naz perdesini,

Her perdesi

Bir ahesteliğe içerlemiş

Notaların ayak seslerini duymak için…