gün yitiği düşlerin
üstünde yürüyor yaz, aheste
güvercinler geçiyor gözlerinden
tenha bir ufku süzerken derinden…
kanatlarında sır (s)aklayan anılar
pencerede asılı bir bakış şimdi!
sarkıyor ilmek ilmek, tozlu hüzmelerden
söğüt dallarına yaslanırken bitap ikindi
pastel renkleri esmer gölgelere düşen
gün yitiği düşlerden.
şahane beyti muhayyer gazelin
akşamın perçeminden mülhem
tesiri tarifsiz mananın, sanki irem
alaca karanlıkta müşfik bir elin
başını okşuyor (s)ayesi, mütemadi hislerin…
binbir gece namında bir masal
kirpiklerine akıyor münkesir emelin!
bekliyor gün doğumunu meleklere gülerken
rüya rüya dökülen,
şahane beyti muhayyer gazelin.
düşler de tutar ya sımsıkı insanın elinden
avuç dolusu duaların diliyle
yarların kıyısında gül tutarken bir kalem
fısıldıyor koy(u)lara bütün melaliyle
bulutlarında aymazlık ülkesinin…
doğum sancısında gürbüz sabahlar,
yere bakarken suslar, göğe ağıyor ahlar!
seher yıldızının ardındaki güneş yeniden
rengârenk yağıyor kıraç topraklara
düşler, tutarken sımsıkı insanın elinden.
bir ay-sima geçiyor rüyanın içinden
aynada tutunamayan silüet gibi
göz bebeklerinde gizli, karanfil rengi
yansıyor siyahın kederli tüllerinden…
mücella bir sessizlik ör(t)üyor gölgeleri
sürgün nazarlarda duruyor akrep
düşler sığınıyor kalbin kıyısına lebalep!
yerle yeksan dalgalar arasından
söz katarı hercümerç, dil yarasından
maskeler düşüyor uzun mevsimin peşinden
bir ay-sima geçerken rüyanın içinden.
👍👍👍
Şiiri beğendiğiniz için çok teşekkür ederim, sağ olun.
👏🌸
Çok teşekkür ederim, sağ olun. 🙂🌸
Bu şiir beni gündelik hayattan çekip bambaşka bir dünyanın içine götürdü. Sanki rüyaların, düşlerin ve sembollerin arasında dolaştım.
Özellikle “gün yitiği düşlerin üstünde yürüyor yaz, aheste” dizesi bana çok şey hissettirdi; melankolik ama aynı zamanda umutlu bir hava taşıyor.
Şiirde sürekli bir denge arayışı var gibi geldi bana. Işıkla gölge, masalla gerçek, kayboluşla yeniden doğuş arasında ince bir ipte yürümek gibi… “Akrobatik” sözcüğü tam da bunu anlatıyor bence.
“Düşler de tutar ya sımsıkı insanın elinden” dizesi ise benim için şiirin kalbi oldu. Düşlerin insanı hayata ve umuda bağlayan en güçlü şeylerden biri olduğunu düşündürdü.
Kısacası bu şiir bana, masalın diliyle, müziğin ritmiyle, rüyanın renkleriyle yazılmış bir iç yolculuk gibi geldi. Çok etkilendim.
Öncelikle şiiri okuyup bu ufuk açıcı yorumunuzu paylaştığınız için çok mutlu oldum. Gerçekten şiiri çok iyi analiz etmişsiniz.
İlk paragrafınız için şunu diyebilirim: Şiir zaten düşler üzerine kuruldu ve kurgulandı. Sizin bunu yakalamanız şiiri hissederek okuduğunuzu gösteriyor zannımca.
2. paragraftaki yorumunuza dair şunu itiraf edebilirim: Dile getirdiğiniz mısra şiirin yola çıkış hikayesiydi…
Yorumunuzun 3. paragrafında “denge” ve “akrobatik” kavramlarını adeta şiirden süzüp çıkarmışsınız. Bu benim için ayrıcalıklı bir duygu.
Sizin de yorumunuzun 4. paragrafında vurguladığımız gibi şiirin kalbi düşlerin elimizden tutmasında atıyor.
Yorumunuzun sonuç bölümünde belirttiğiniz üç ayrı özelliğin, şiir için olumlu sıfatlar olduğunu düşünüyorum. Tekrar çok teşekkürler.