Mart Şubat’tan ayazdır. Ateş günlere gireli
Nefese üşenip elimde telefonu sıkarım
Ruhumda bir kazık, göz kadar kurumuş sözleri
Bakliyat misali temiz kirli döküp ayıklarım
Hiçbir şey yazılmaz bu bahar çok yazık. Çok yanık.
Her gece bir yılan, üstünde cehennem lekeleri
Çocuklar okuldan, bodrumdan… üst makama varıp
Ödevidir diye boyuyor gizemli o harfleri
Gök tuvalken ilktir çiçeği kusuyor topraklar
Ümitler acizlik öksürüğünü yumuşatırken
Felek yarasını dönüşüyle diker turnalar
Bizden top cevabı kuşluk vakitleri kurtarırken
Ruhumu tıkayan şu güncel kazığı… ne fayda!
Bir kurşun kalem oluverip işime yarar ancak
Sabahlar savaştı, eşitlendi, güçlendi, geçti hücuma
Yaş değil, kutular, paketler, dualar savaşacak!
Sarı bant yeminim, sözüm kalmadı söyleyecek
Canımı bir bulutla katsam Mariupol suyuna!
Sizden söz alacağım. Bütün kâbuslar bitecek!
Karanlık bombalar tükürüp çekilir geberme çukuruna…
Savaşlarda acı çekenler sadece vücudunda maddi yara alanlar değil. Şairin dediği gibi kalp de acı çeker, kelimeler de, zihin de. Keşke savaş olmasa, acı olmasa dediğimiz kaçıncı keşke bu.
canımı bir bulutla katsam Marıopul suyuna…
ne güzel mısralar var hayata karışan..