Nəfəsim çatmır, Allah,

Boğazımda düyümdü.

On şəhəri yer uddu,

Bu gün onuncu gündü. 

Viran qalan yurdların

Üstündə matəm sisi.

Ağlar buludlar gəzir

Osmaniyə, Kilisi.

Çökdü Qaziantepdə 

İki min yaşlı qala.

Kim deyərdi Nur dağı

İki yerə yarılar?!

Uğultudan Afşində 

Əshabi-Kəf oyandı. 

24 oğuz boyun

Köksü qana boyandı.

Babalarım yüz illər

Ucaltdı yavaş-yavaş,

Yıxıldı Adıyaman, 

Yerdə qaldı beton, daş.

Ulu Kahramanmaraş

İndi yerlə yeksandı.

Körpələr öldü deyə

Mələklər də utandı.

İlk tunc dövründən qalan

Tarix batdı Hatayda.

Qalxan toz dumanında

Gizlənib itdi ay da.

Belə dərd görməmişdi

Min illərdən bu yana

Bilqamıs dastanında 

Adı keçən Adana.

Bulanıb Balıqlı göl

Ulu Şanlıurfada.

Peyğəmbərlər şəhəri

Qalıb yaman cəfada. 

Malatya, Diyarbakır – 

Hər daşında qan izi.

İsgəndərun su altda,

Aşıb-daşdı dənizi.

Bağrın yandı, Türkiyəm, 

Harda bir savaş oldu.

Taleyin nə amansız 

Savaşına tuş oldun…

Daş üstündə qalmayan

Daşına qurban olum!

Gözünün qurumayan

Yaşına qurban olum!

BUGÜN ONUNCU GÜNDÜR

Türkiye Türkçesine Aktaran: İbrahim TÜRKHAN

Nefesim dondu, Allah,

Boğazımda düğümdür.

On şehri toprak yuttu,

Bugün onuncu gündür. 

Viran olan yurtların,

Üstünde matem sisi.

Hüzün bulutu kaplar,

Osmaniye, Kilis’i.

Çöktü Gaziantep’te

Yirmi asırlık kale.

Kim derdi ki Nurdağı

Ayrılacak ikiye?

Uğultudan Afşin’de

Ashab-ı Kehf uyandı.

Yirmi dört Oğuz boyun

Göğsü kana boyandı.

Atalar yüz yıllarca,

Yüceltti yavaş yavaş.

Yıkıldı Adıyaman,

Yerde kaldı beton, taş.

Kadim Kahramanmaraş,

Şimdi yerle yeksandır.

Çocuklar öldü diye

Melekler de utanır.

İlk Tunç Devri’nden kalan

Tarih battı Hatay’da.

Kalkan tozdan, dumandan

Kayboldu gitti Ay da.

Böyle dert görmemişti

Bin yıllardan bu yana.

Gılgamış Destanı’nda

Adı geçen Adana.

Bulandı Balıklıgöl,

Şanlı şehir Urfa’da.

Peygamberler beldesi,

Kaldı şimdi cefada.

Malatya, Diyarbakır,

Her taşında kan izi.

İskenderun tufanda,

Taştı şimdi denizi.

Bağrın yandı, Türkiye’m,

Sanki bir savaş oldu.

Feleğin bu amansız,

Belası seni buldu…

Taş üstünde kalmayan,

Taşına kurban olam!

Gözünün kurumayan

Yaşına kurban olam!

Terane Turan REHİMLİ

Günümüz Azerbaycan edebiyatının temsilcilerinden biri olan Doç. Dr. Terane Turan Rahimli, Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de doğmuş olup kökeni Güney Azerbaycan’daki Erdebil’e dayanır. Üniversite eğitiminden sonra yüksek lisans ve doktorasını yapmış olup şair, yazar, gazeteci, tercüman, edebiyat eleştirmeni, araştırmacı kimliğiyle çok yönlü bir edebiyatçı olarak tanınmaktadır. Azerbaycan Devlet Pedagoji Üniversitesi ile Bakü Devlet Üniversitesinde öğretim üyesi olarak çalışmıştır. 

Terane Turan Rehimli Azerbaycan, Türkiye, İtalya, Filipin, ABD, Kazakistan, Kırgızistan, Meksika ve Şili gibi ülkelerdeki uluslararası edebiyat kurumlarının aktif  üyelerinden biridir. Eserlerinin 25 dile çevirisi yapılmış ve İngiltere, İtalya, İspanya, ABD, Almanya, Belçika, Çin, Japonya, Şili, Umman, Türkiye, Rusya, Ukrayna, Romanya, Hindistan, Suudi Arabistan, Ukrayna, Kazakistan, Tataristan, Özbekistan, Kırgızistan, Makedonya, Kosova, Bosna gibi 40’tan fazla ülkede yayımlanmıştır.

Azerbaycan’da Uluslararası Resul Rıza Ödülü, Mikayıl Müşfig Ödülü, Akif Samed Ödülü, 2008’de Yılın En İyi Kitabı Ödülü, Kırgızistan Yazarlar Birliğinin “Altın Kalem” Ödülü, İtalya’’da “Uluslararası Altın Köprü” Edebiyat Ödülü, Umman Cumhuriyeti’nin “Uluslararası Edebiyat Büyükelçisi Madalyası”, Isla Ngra’daki Dünya Şairler Heyetinden Şili Edebiyat Ödülü, Rusya Yazarlar Birliğinin Ödülü gibi birçok uluslararası ödüller aldı.

Azerbaycan dili, Türkçe ve çeviri olmak üzere 8  kitap ve 500’den fazla makalenin yazarıdır. 20 monografi ve şiir kitabının editörü ve ön söz yazarıdır.