Bir tırmık gibi toprakta ellerim

İçimde binbir ümit 

Alaca şafak hayatı deşelerim

İşte bir yağmur damlası 

Ve mis gibi kokan toprak

Bundan sonra çok iyi bilirim

Açacak ellerimde yemyeşil bir yaprak

Bir balık serüvenidir benimki

Mavi suların farkında değilim

Baştan savma yaşanan her gün

Karanlık bir geceye yem olacak

Dağlarca yüküm var devrana

Kumdan kervanlar yollara düşerim

Çöl fırtınasında göz gözü görmez

Ha bire kırılırım dal dal

Ben sessizce toprağa düşerim

Düştüğüm yerde derler boyunduruk

Âdem’in izinde garip bir yolculuk

İhtiyar Keops neler söyler yolcularına

Bir kuyu neden inler bulanık sularda

Çaresizlik bir kör kurşun 

Gelir çarpar o tatlı rüyalarıma

Ellerim nedensiz açılır uzak diyarlara

Tarifi imkânsız duygular gibi 

Anlatılamaz hayat

Beşer neden sarılır renk renk topraklara

Bir serçe endişesi benimki her sabah vakti

Doğudan batıya saat farkı

Gidip gelirim günden geceye

Bir yerde buz tutarken ellerim

Başka yerde ses olurum sararmış yapraklara

Sonra rekor tırmanışlık bir kayanın üstünden

Bakarım beşer renkli topraklara

Barış içinde yaşamak

Çok mu zor

Lüks mü insan için böyle bir hayal

Kimseye kalmayan dünyada

Gözünü toprak doyuran insanın

İştihası neden bitmez topraklara

Birkaç adımlık yürüyüş benimki

Gölgem uzar ikindi güneşinde

Secdeye ne de yakışırız ikimiz de

Sularda kırılır, parçalanırız kayalıklarda

Artemis’in ay ışığı izleridir hislerim

Bir barışlık yazıdır toprakta Puduhepa

Ne olur bırakın silahları toprak renkliler

Barış hepimize yeter