Önce su getir, önce yemeği yap, önce çamaşır, bulaşık… Dırdırcı kadın başladı yine konuşmaya. Duymayacağım bu kez. Radyomun düğmesine dokundum. Sesini de iyice açtım. Bir kadeh içki aldım. Geçen gün bir şiirde okumuştum. “Sarhoş kafayla yaşamalı.” diyordu dünyayı. Balkonda her zamanki köşemdeyim. Dırdırcı kadın daha bir kızdı. Oldum olası sevmezdi şu içimdeki diğerini. Şu yazar denileni. Kalbimin odacıklarında onca yıldır komşudurlar, sevmediler birbirlerini gitti. Neymiş; dağınıkmış, aklı beş karış havadaymış, yazarım diye dolanırmış ortalıkta. Geçen gün bir diğer odadakiyle, şu mühendis hanımla konuşurken duydum. “Yazar olmuş da ne olmuş? İşi gücü gökyüzüne bakmak. Ne varsa? Bir işin ucundan tutmaz. Konuşmaya gelince, susmaz…” Dedikodu yapıyorlardı. Ne isterlerse konuşsunlar canım. Mühendisin de sesi çıkmıyor bugünlerde, çok şükür. Raporlar, çocuklar, kutsal evlilik müessesesi arasında kaldıramıyor garibim kafayı. Şimdilerde havasından geçilmeyen yazar hanım. Az konuşur ama bir başlayınca dinlettirir hani kendini.
Yine başladı hatun; “Bugün ay çok güzel. Göğe bakarak şairleri düşündüm. Yalnızlığını ve kalemini. Kalemin kâğıt üzerindeki yürüyüşünü, hayat üzerindeki izini. Ne çok yol ne çok iz var. Oysa yaşam, bu izleri hep görmezden gelir gibi. Herkes uzaktaki bir yaşama hasret. Her yerde ve her şeyde içi boş bir çabukluk. Kadınlar ölüyor sokak ortasında ve hâlâ insanlar inandığı için yarına, aylarca ve hatta yıllarca karanlık bir odada. Köşe başında emziriyor bir kadın bebeğini gizlenerek. Ağacın emanet gölgeliğine düşmüş savaş acısını dindirmek. Su birikintisinin başında bir serçe ve serçeyi izleyen çıplak ayaklı çocuk. Çocuk senin evin nerede?
Kemirgen bir boşluk büyüyor. Anlamları, bedel ödeyen hayatları yok sayan bir boşluk büyüyor ana rahminde. Kadim insanlık tarihi nerede? Aşk, varsın biliyorum, gücün nerede? Ya insanlık?”
Geriden gelen müzik eşlik ediyor düşüncelere,
“…Bunu kitaplar yazmaz. Bu en zor cevapsız sorudur. Eksik kalır ömrüm dediğin. İnsan insanın boşluğudur.” Hüsnü Arkan söylüyor, “İnsan insanın boşluğudur…”
Herkes sustu. Dırdırcı bile. Boşluk büyüyor. Gözlerimi kapattım. Balkon demirinden kaydı son parmağım.
Çok sevdim. Kurgusu ve dili harika. Devamı gelir umarım yazılarınızın.
Çok teşekkür ederim. Hep yazıyla şifalanmak umuduyla.. sevgiler ve saygilar..