Kıran kırana bir göç duygusu
Kendimden
Ve hayata olan kenedimden…
Ederim neydi
Günlerimi oburca tıkınan?
Çarpanı yüksek
Çakıl ve taş kucaklarda…
Bit pazarı aymazlığındalar
Bildikleri hâlde
Hiç ettikleri değere karşı!
Medeni kirlilik ve egosal irilik,
Ah bir de yok mu
O hamuş kibirlilik!
Steril izbelerin
Tiryakisi yapmış gözlerimi.
Neyle ısıtacağım
Camlarımın buz dokularını?
Darda kalıp içime vurduğum
Artezyen bile cimrisi olmuşsa
Sıcacık bir hamlenin…
Aram açıldı saatler süneli
Cakalı uyuşukluğumun
Kapısını darbeleyen
Koçbaşı demlerle
Bu uzatmalı travmalarda!
Tırmanırken devasa kanyonlara
Pençeleriyle tok bakışlarımın
Akıntılar yürüdü üzerime.
Fikirlerinin sarılık olduğuna
İnandırma çabası doru bedevileri
Canına yetti
Peçesiz sözlerimin bile…
Ben üşümüyorum
Ben yanmıyorum
Ne karla örtün beni
Ne atılmış ateşten zarla!
Yaldızlı cüce gölgeler sokuldu
Hayallerimin heybetine,
Israr yorgunluğu var
Temelsiz, mecalsiz direnişlerimde…
İçim sıkılmıyor,
İç de geçirmiyorum
Yalancı şahidi bol yaşamın
Kirli vitrinlerine!
Ama bir yol geçiyor içimden
Ufukların kızılı sinmiş
Gözlerinin gür filizleriyle basacağın
Ayakbastı şenliğine hazır.
Nazlı bir belirti okşuyor
Acıya çalan bekleyişlerimin başını
Ve sanki bir gün sızıyor
Çoğu zaman gözlerimden esirgediğim
Nemlerin düştüğü
Kalp evimin bakımsız duvarlarına…
Bir berrak an yakaladım
Göldeki yüzümde,
Belli ki tutmuşsun dizginini
Suyla dalga geçen rüzgârın…
Rüzgâr titretmiyorsa suyu
Bu silüette bir kalp var
Öyleyse birazdan
Bir çift el dokunacak omuzlarıma.
Kaleminize sağlık hocam.
Eksik olma İbrahim abi, çok teşekkür ederim..