vadinin delişmen ucundaki titreşimlerle

ayazlandım durmayan burçların camından 

sürüncemeli hayatın felsefik delişimiyle

yaldızlandım bir yakuta hiçliğin bağrında

söylemlerin sığındığı minnet diyarında

hiçledim hazineleri taşkın göz taneleriyle

onlarca tutsak hayalin hamallığından

ayrıldım destursuz kilitli yüreğimle

başsız boyundaki kılıç düzlemini

terk ettim mabedimin devrilen tepesinde

putların yasında kanlı yaşlarımla

dirildim derin ilhamlarla özümden  

tel tel kapakları örülmüş sinemin saçaklarında

nazlandım mağaradan sarkmış yılgın umutlara

umudumu taç eyleyip bırakarak kendimi sonsuza

niyazlandım ruhumu saracak nazeninliği 

melankolik denklemler diyarında fısıltılarla saflanıp

yenilendim renk renk ebrişim harmanında