Bu günlerde yaşadığım şehrin sokaklarını mor çiçekleriyle jakarandalar süslüyor. Kuzey ülkelerine ise çoktan sonbahar geldi. En son Moğolistan’da güz yaşamıştım.
Moğolistan’a sonbahar çok erken gelir. Ağustosta otlar sararır. Ayın sonunda ise ağaçlar sararmaya başlar. Eylülde çamlar hariç bütün ağaçlar sararmış olur. Ekim ayında sıra çamlara gelir.
Çamların da sararıp yaprak döktüğünü ilk kez Moğolistan’da gördüm. Altın sarısı çamlar arasında dolaşmayı çok severdim orada yaşadığım yıllarda. Rüzgârla birlikte toplu iğne büyüklüğünde ışıl ışıl yapraklar yağardı her yana. Bu zamanlarda hem gezmek hem de fotoğraf çekmek için kendimi dışarıya atardım. Yine kendimi sonbahar rüzgârlarına bıraktığım bir gündü. Ağaçların arasından büyülü bir masal evi gibi çıkıveren bu ahşap kulübeye rastlamıştım. Sonbaharda sararan dünya ve akşam üzeri sararan gün… Her şey gibi güneş de veda edecekti az sonra ama bu görüntünün zihnime kazınacağını biliyordum.
Çekim Bilgileri
Camera: Nikon D7000
Lens: Tamron 17-50 mm f2.8
Diyafram: f8
Perde Hızı: 1/200
ISO: 250
Odak Uzaklığı: 17mm