çıkar üstündeki urbaları bir bir
seni hiçlikten korkutan nedir
derinsel izdiham uğultu
yüksekten bakış kibir
saldılar ruhumu idmansız şelaleden
aldılar varlığımı dere bayır demeden
hüzünlendi sinemin sevda bahçeleri
yaban ellerde demlendi nöbetleri
ağır ağır adımlarken geçmişi
ahestelik sarmıştı belirsiz geleceği
takatim yok yeisten yol almaya
fecrin amansız denklemine dalmaya
vakti çağrıştırdı boyunduruk bilmece
yedi düveli gezip de fezayı mesken bulmaca
kefen giyse gergefli gerçekler
yok olsa bağır yakan ayrılıklar ağında
sunulsa kürsüden kürsüden safsatalar
ne yazar bencilliğin hadsizliğine
gelme sakın aymazlıkla
çelme gönlümün labirentlerini
tutkunluğum başa bela
coşuyor sevda tomurcuklarımla
akıyor belirsiz deryaya
çıkar üstündeki urbaları bir bir
seni hiçlikten korkutan nedir
derinsel izdiham uğultu
yüksekten bakış kibir
bilmesiz gezindiğim fasıllarda
g’özlendim fısıltının yamaçlarından
buseli g’izlerin dönencesinde savrulurken
ıssızlandım yankılı dağların avuçlarında
bölüşüldü nimetler arsızca
ölüşen varlığımın mizanından
gökten bir ışık düştü umarsızca
sönüksüydü gerçekliğin divanında
içim dışım bir garip boşluk benim
ömrüm gönlümde buseli sarhoşluk benim
bir yıldız bin yıldız
sessiz çığlığımın ahesteliğinde
kehkeşan olsa ne ala
boyumun ölçüsü muamma
çıkar üstündeki urbaları bir bir
seni hiçlikten korkutan nedir
derinsel izdiham uğultu
yüksekten bakış kibir
düşeyazsam dönedursam öylece işte
bir ben bulsam bir sen bulsam
senli benli benli senli
benimsesem şu yalan dünyayı
alışamadım bu kadar yalnızlığa tanrım
cennete koşarken insancıkların
şahşahası bol masalların debdebesiyle
hoyratça biçerken masumiyeti
cehennem ısıttı içimi
alışamadım hunharca harcamaya hüzünleri
dua dua açan çiçekleri
bir hışımla solduran acılara alışamadım
kıvranırken ayrılığın sızısında
manzarasındayım yeşil kalbinin
tuzaklanmış aşkının örüntüsünde cebelleşirken
bir sekine cümbüşü sarsa her yanımı
salsam âlemlere kendiliğimi
salsam apansız sendiliğimi
özgürleşse bendimin katmanları
sana çıksa tüm yollar
arşın arşın kırıklığımı kollar
duyan var mı yankılı ağıdım
içimleniyor dağları delen feryadım
çıkar üstündeki urbaları bir bir
seni hiçlikten korkutan nedir
derinsel izdiham uğultu
yüksekten bakış kibir
hem acıyı hem de umut arayışını samimi bir dille yansıtmışsınız. Tebrikler.
Emeğine kaleminize sağlık.