Çerçevelerde arayın beni, 

Kırık camın can havliyle

Eteğine tutunmaya çalıştığı.

Orda ruhumun onulmaz sızılarını, 

Talan olmuş ümitlerimi 

Ayan beyan görebilirsiniz…

Yaz kış demeksizin,

Akreple yelkovanın arasında

Yıllardır öğütülüyor hayallerim. 

Bir adımlık yerdeyim size,  

Epeydir tersine dönmüş dünyamı

Şefkatinizle eski hâline çevirebilirsiniz.

Kilitsiz sandıklarda, sancılı sırlarım,

Dökemediğim dertlerim, 

Lâl olmuş düşüncelerim var. 

Kaf Dağı’ndan uzak arzularsa,

Setlere dönüşerek duruyor önünüzde;

Ufak bir dokunuşla devirebilirsiniz…

Şu sarı benizli parça,

Sonbahar mevsiminden kalma,

Hazanla yoğrulmuş umutlarımdır.

Şu beyaz parça ise

Zamana oyuncak olmuş düşlerimdir; 

Bedenim niyetine gömebilirsiniz…

Kırkikindilerde bulutların bağrında,

Nadas uykusuna yatan yağmur,

Nice zamandır unuttu beni.

Geri gelir mi bilmem;

O gelene dek sulu sepkenler eşliğinde,

Meltemleri estirebilirsiniz.

Her parçadaki susayan dudak,

Tuzlu gözyaşını su sanan dudak,

Çatlamış görünüşüyle karşınızdadır.

Acıyorsanız hâllerine,

Denizyıldızı gibi toplayarak bir bir, 

Avucunuzdan su verebilirsiniz.

Issızlığa bürünürüm günden güne,

Gölgesi serinletmeyen

Zakkumların sardığı yamaç misali.

Nicedir okşanmaya muhtaç başımı,

Edeceğiniz birkaç hüsn-ü kelâmla birlikte

Okşayıp sevebilirsiniz.    

Çerçevelerde arayın beni,

Söz açacaktır size, 

Geçmişe dair rengîn hayallerden.

Ceylan kalbi taşıyorum, unutmayın; 

Bırakın çatık kaşlarınızı uzaklara;

Gönlüme ancak o zaman girebilirsiniz…